HÜZÜNLENMEKTE HAKSIZ MIYIM?

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Her sene ayrı mutlulukla kutlanan Ramazan ayının arkasından mükafat bilinen üç günlük RAMAZAN BAYRAMI HOŞGELDİN.

Bayramımızda her yaş için ayrı bir sevinç,  coşku , memnuniyet verdiğini her bayramda görmemek mümkün değil.

Dinimizde Ramazan Bayramı tek olarak bilinse de benim nazarımda ikiye ayrılmakta ;1990 öncesi  ve 1990 sonrası Ramazan Bayramı.

1990 Öncesi ve Sonrası Niye mi?

Öncelikle 1990 öncesindeki bayramlarımızı düşünelim. Arife gününden hazırlanan etli yemekler, elde yapılan baklavanın fırında kızartıp ardından kızgın tereyağı ve şerbetin hazırlanması Allah’ım hele bol Cevizliyse yeme de yanında yat!…

Yarış halinde el öpmeye gelen çocuklara   kolalı mendil ,çorap, şeker, para verilmesi, mahallenin kolonyacısından şişeni götürüp kolonya doldurulması , meydanın ortasın kurulan bayram salıncağının gıcııır gıcıııır sesi , köşe başlarında bekleyen pamuk helvacı, elma şekeri , macun satan SAYGIDEĞER satıcılarımız , kimileri bilmez sokaklarda  gezen seyyar fotoğrafçıya yeni kıyafetlerle ailece , eş dost hatıra fotoğrafı çekildiğini.

Ne güzeldi o günler …

Bunlar eylem kısmı bir de manevi tarafı da var tabi ki… Karı – kocanın her şeyi hazır edip pencereden evlatlarını sevdiklerini gözetlemesi yok mu?

Bir saate gelirler , akşam da olsa elimi öpmeye gelir umudu.Uzakta ki sevdiklerinden günler önce atılan tebrik kartı, mektupların heyecanla duygulu merak ne değerli günler.Aslında bayramlar büyüklere saygı gösterilmesi istendiği  , çocukların şımartıldığı 365 günün  3 günüdür.

Dostluğun ,  hatrın , nazın , emeğin  hatırlandığı hatırlatıldığı değerli tatlı telaştır.

1990 sonrası mı?  İçimden geçti yazmadan içim rahat etmez  şu soru işaretinden sonra içime hüzün düştü.Üzülerek devam ediyorum ki keşke 1990 öncesi gibi kalsaydık!…

Hazır olmayan emekle hazırlanan tatlılar ,hazıra döndü.

Kolalı mendil yerini peçeteler, şeker para yerini sadece şeker kaldı

Mahallenin kolanyacısı  suyu arttırılmış esansı azaltılmış hazır  kolanyalılara döndü.

El öpmek için yarışan çocuk mu bırak yarışmayı meydanda el öpecek çocuk kalmamış.

Bayram salıncaklarının yerini sosyal medya kaptı.O gıcıır gıcıır  zincirin sesini bildirim sesi yerine değiştirdik.

OOOOO SAYGIDEĞER satıcılarımız herkes tatil yaparken ekmeğin peşinde koşan değerli abilerim  bilirim ki doğal olan herşey kıymetlidir.Kazancınız ekmeğiniz bol olsun İnşallah…

Fotoğraf çekilmenin heyecanı cep telefonları çıkana kadardı.

Büyüğünün elini öpmekte  geç kaldım tedirliğinliği mi kaldı.Babanın  boynu tutulmuş ,annenin beklemekten telaşı tükenmiş kimin umrunda. Telgraf yerine iki satırlık mesaj almış.

Sabırlı  olan sevdiğinin sesini duyabilmek için telefon sırası beklerdi , şimdi teknolojide 1000 adım ileriye gitmişken   kimse kimseyi aramaz oldu.

Hüzünlenmekte haksız mıyım?

Günümüzde artık o heyecan sevinç kalmamış  ,herkes olması yapılması gerektiği için yapar olmuş. Bu bizim büyük kaybımızdır aslında.O günlerin kıymetini bilmeli anlamını yitirmemeliyiz.

Sevdiklerinizle mutlu ,kıymetli, huzurlu , sevgi dolu bayramlar geçirmenizi dilerim.Her günümüzün Bayram sevinciyle geçmesi dileklerimle. HOŞÇAKALIN,  SEVDİKLERİNİZLE SEVGİYLE, MUHABBETLE  KALIN.

 

 

 

HÜZÜNLENMEKTE HAKSIZ MIYIM?
Subscribe
Bildir
guest

0 Yorum
Inline Feedbacks
View all comments
Bizi Takip Edin