Öyle Bir Belediye Başkanıydı…

İlimizde,İlçelerimizde gerek siyasette, gerek Sivil toplum kuruluşlarında, gerekse de toplum nazarında yer edinmiş, iz bırakmış, iyi hatıralarla anılan isimler vardır. Bu kişilerin yaptığı hizmetler, topluma kazandırdığı değerler, gelecek nesillere bıraktığı eserler hatta tavsiyeleri çok önemli olup belki de yıllar sonra gün yüzüne çıkıp kıymeti anlaşılmakta…

Mesela bu isimlerle ilgili genellikle ölümünden sonra yazılar yazılır, dost sohbetlerinde anılır, hatıraları anlatılır değil mi?

Bana göre sağlığında yazılmalı, konuşulmalı ki o insan da onure olsun.. Ben de zaten vefat eden birisinin arkasından yazı yazmayı pek sevmiyorum. Düşündüm, taşındım dedim ki; “neden sağlığında yazmayayım?”

Kimi yazayım diye düşünürken Bilecik’ten aklıma bir çok isim geldi. Kısmet olursa hepsini günü geldiğinde kaleme alacağım..

İlk olarak Bilecik önceki dönem Belediye Başkanı,  eski Baro başkanı Avukat Akın Olcay geldi.

Akın abi Bilecik’in yerli, köklü ailelerinden birisi. Dedesi Abdullah efendi İlimizin ilk Eczacılarından.Rahmetli Babası Bülent amca İlyasbey’li, rahmetli annesi Fatma teyze Vezirhan’lı..Eşi Yelda hanım Ziraat Mühendisi, büyük oğlu Ali Diş Hekimi, diğer oğlu Ender Eczacı kardeşlerimiz…Her ikisi de işlerinde çok başarılılar, Allah daim etsin..

Akın abi daha Ankara’da üniversite yıllarında siyasetle tanışmış, Avukat olduktan sonra da Bilecik’e gelmiş ve burada da aktif siyasette görev almış bir isim.. 80 Öncesi CHP’de, daha sonra CHP kapatıldığında SHP’de kurucular kurulunda yer almış. 1989 Yılında parti içinde yapılan ön seçimle Belediye Başkan adayı olup, yapılan yerel seçimlerde Belediye Başkanlığını kazanmış..

Genç yaşta Belediye Başkanı olan Akın Olcay o dönemin imkansızlıklarıyla memleketimize güzel hizmetler kazandırmış. Akın abinin nasıl bir Belediye Başkanlığı yaptığını onun döneminde Belediye’de çalışanlarından çok dinledim.Her biri ayrı bir hikaye, her biri ayrı neredeyse tez konusu olur.

Akın bey başkanlığı döneminde yıkılan Kültür sitesini yapacaktır. Tabi ihale falan yok, Belediye’nin kıt kanaat kendi imkanlarıyla..

Kaba inşaat biter,iş gelir iç işçiliğe.  Tavanlara kartonpiyer yapılacaktır.O yıllarda kartonpiyer çok lüks tabiii… Bilecik’te de yok, İl dışından getirtilerek yaptırılacak olan kartonpiyer için yapacak adam peşin para ister. O Kadar para nerede? Çek ister belediye’de çek de yok…Bir gün Belediye’de çalışan Birkan Köylü abimiz Akın abinin kardeşi esnaflık yapan Abdullah Olcay’a gider ve o yıllarda 25 Bin liralık çek yazmasını söyler. Abdullah abi çeki keser ve verir Birkan abiye…Tabi Abdullah abi kara kara düşünmeye başlar ya çek ödenmezse?Çok para 25 Bin…Neyse günü geldiğinde ödenir tabi… Kültür  sitesinin kartonpiyerleri bu şartlarda yapılır..

Akın Olcay yeni Belediye Başkanı olmuş, atölye amiri makama gelip Belediye otobüslerinin lastiklerinin eski olduğunu, araçlara lastik alınması gerektiğini söyler. Akın başkan da esnafa teklif mektubu dağıtılmasını, en uygun teklifi verenden lastiklerin alınması talimatını verir.Aradan geçen zaman zarfında Atölye amiri makama gelir ve ;” Başkanım lastik alamadık” der. Akın bey nedenini sorduğunda; teklif mektuplarında “Elimizde lastik bulunmamaktadır”  yazıldığını öğrenir. Akın abi bu dayanır mı hiç? Arar  bir esnafı ve neden teklif vermediklerini sorar. Cevap;” Başkan, lastik var ama, Belediye’den parayı zor alırız, o yüzden vermek istemiyorum” der.Akın başkan da;”  Ben kefilim,Sen ver lastikleri, Belediye ödemezse ben cebimden öderim” der ve otobüslerin lastikleri alınır.

(Ben o esnafın kim olduğunu biliyorum ama rahmetli olduğu için yazmak istemedim)

Yine birgün makam aracıyla giderken Belediye işçilerinin Hastane’nin alt tarafında (yıkılan üst geçidin orada) yolcu bekleme durağında çalışma yaptıklarını görür ve makam şöforu Üzeyir Abiye durmasını söyler. Çalışmanın ne olduğunu sorar ve atölye amiri Selami Örs;” Başkanım durağın camları kırılmış, onu değiştiriyoruz” der. Akın başkan;” Çıkan yarım camı atölyeye götürün, başka bir yerde lazım olduğunda kullanırsınız” der.

Çöp kamyonunun  bir akşam aşırı hızlı gittiğini gören Akın Olcay arabayı durdurup şoför rahmetli Ramiz Durmuş’a;” bu araba senin olsa bu yolda bu kadar hızlı gider misin? sorusuna;” hayır başkanım” cevabını aldığında;” bu araba milletin parasıyla alındı, kendi arabandan daha fazla dikkat etmelisin” diyecek kadar da duyarlı bir insan…

Şuan Osmangazi (TOKİ) Mahallesinde bulunan Yiğit Yapı ve Orhangazi siteleri de onun girişimleri ve onun zamanında yapılmıştı. Dönemin TOKİ İdaresi başkanı Yiğit Gülöksüz’ün ismini siteye verdi.Diğer yandan İl Özel İdaresi yanındaki ÖNCÜ sitesi de Akın beyin girişimleri ve onun zamanında başlayarak bitirildi.Belediye’ye ait arsaları dar gelirli vatandaşlara, harfiyat ve altyapısı yapılarak ucuz bir rakamla verip ev sahibi olmaları yine Akın abinin dönemine rast gelir.Bahçelievler Mahallesinin mimarı da yine Akın başkan’dır. Dikkat edilirse o mahalledeki evlerin bir çoğu bahçelidir.

Şu an İstasyon’da bulunan semt sahasını tarladan sahaya çeviren de Akın abidir. Belediye imkanlarıyla düzenlenmiş, çimlenmiş elle çekilen silindirle kendisi, şoförü Üzeyir abi, Zabıta Turgut Avcu çok emek harcamışlardır.Yine İstasyon Mahallesinde Belediye çalışanlarının Belena kampı dedikleri alanda kendi imkanlarıyla bordür ve kilitli taş üretimi yapılarak yollara döşenmiştir.O yıllarda, o imkanlarla  Belediye’ye sıcak asfalt plenti kurmuştur Akın abi..Otobüs şoförü Saim abiyi direksiyonda sigara içerken gördüğünde günlerce çay ocağında bekletmiştir.Ceza verdiği personeli çay ocağında mesai mefhumuna uymak kaydıyla bekletmesi meşhurdu…Sayıştay müfettişinin lahmacun faturasına itiraz ettiğinde;” ne yapayım, işçiler Cumartesi günü öğlene kadar çalışıyorlar. Ana yolda bir çalışma vardı ben de yemeğe ayrılmadan bu işi bitirin dedim. Yemeğe gitmeyen işçilere lahmacun gönderdim, lahmacun yerine başka bir gider mi gösterseydim” diyecek kadar da açık sözlü bir başkan!…

Velhasıl; Akın abinin Belediye Başkanlığı dönemini yazmaya kalksam heralde bir kitap olur. O yıllarda dar bir kadroyla, o imkansızlıklarla, yaptığı hizmetleri şimdi düşünüyorum da ne günler miş…..

“EVDE KALIN SAĞLIKLI KALIN”  Hoşçakalın