Öğretmenler Günü

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

AV. MERVE EREN’İN KÖŞE YAZISI

“Arada küçük çocuklarla muhabbet ederken laf arasında “Cumhuriyet Bayramını nasıl kutladınız, hiç Atatürk şiiri biliyor musun, sence bu vatanı kim kurtardı” gibi sorular soruyorum. Merak ediyorum yeni “moda” öğretmenlerimizin yetiştirdiği minikleri. Bir küçük, “Vatanı Atatürk ve silah arkadaşları kurtardı ama Allah izin verdiği için” dedi. Sanırım bu devirde alabileceğim en uygun cevaplardan birini aldım.

 

Canım öğretmenlerimiz… Genç öğretmenlerimiz, Öğretmen Marşınızı hatırlayın “Candan açtık cehle karşı bir savaş” diyor… Unutmayın… Hepimizin ezberinde, hepimiz biliyoruz “Yeni nesil sizlerin eseri olacaktır”… Dindar hatta daha çok kindar nesiller değil düzgün nesiller yetiştirmeniz ümitlerimle… Gününüz kutlu olsun! İyi ki varsınız, kutsalsınız„

 

2016 yılının 24 Kasım’ında bu duygularla kutlamışım Öğretmenlerimizin gününü… O günden bu güne ben benim insanlara olan inancım bir kat daha artmış sanırım.

 

Öğretmen Lisesi mezunu olduğum için çevremde ve sosyal medyamda çok fazla öğretmen arkadaşım var. Hepsine bakıyorum, öğrencileriyle olan bağlarına, onlarla paylaştıklarına ve inandıkları şeyler uğruna bambaşka şehirlerde kurdukları bambaşka hayatlara… Artık yeni yetişen nesil benim için daha çok umut vaat ediyor. Görüyorum hepsi ne kadar güzel öğretmenlere emanet, hepsi her bir özel günü öğrencileriyle en güzel şekilde kutlamak için çabalayan öğretmenlere sahip, hepsinin minik kalbi nasıl aydınlanıyor…

Az önce ilkokul öğretmenim Orhan öğretmenimi aradım. Ben öğrenciyken kendisiyle çok fazla çatışma yaşamıştım, bu benim tam olarak hırçın geçirmiş olduğum çocukluğumdan kaynaklanıyordu. Bir gün henüz ilkokul ikinci sınıfa giderken yine öğretmenimle bir konu üzerine tartışmıştım ve bunun sonucunda sıra arkadaşımı da ikna ederek teneffüste okuldan kaçmıştım. Ertesi gün annem elimden tutup çantamı eline alıp beni okula getirmiş, öğretmenimle uzun uzun konuşmuş, özür dilemişti. Öğretmenim derse girdiğinde, “bak anneciğin de bana hak veriyor” demişti ve ben koca mavi gözlerimi açarak “yooo iyi yapmışsın kızım dedi bana” demiştim. Bu olaydan birkaç hafta sonra öğretmenimle yaşamış olduğum başka bir çatışma sonunda “geçen sefer sen kaçtın okuldan bu sefer de ben kovuyorum” diyerek beni okuldan kovmuştu ve işin kötüsü sıra arkadaşım yine arada kaynamıştı, o da kovulmuştu!

 

Telefonda konuşurken, öğretmenim bu olayı hatırlatarak “ne olur kusura bakma” dedi bugün bana, telefonda değil yüz yüze konuşuyor olsaydık dayanamaz ağlardım herhalde. Kendisine o kadar çok şey söylemek istedim ama sadece “olur mu öğretmenim, ben sizi hep güzelliklerle hatırlıyorum” diyebildim. Ben öğretmenimi hala hangi kitabı, dergiyi okursam okuyayım asla kenarını kıvıramamamla ve nerde köşesi kıvrık bir kitap yaprağı görsem içimin acımasıyla hatırlıyorum, öğretmenim öyle öğretmişti çünkü kitapların yapraklarına zarar verilmezdi. Ben öğretmenimi parasını cüzdanına koymayıp kırıştırarak cebine koyan birini gördüğümde hissettiğim buruklukta hatırlıyorum. “Milli paramız kırıştırılmaz” derdi, “doların, markın kenarı kıvrılsın, yırtılsın kimse kabul etmez ama bizim paramızın değerini bilmiyor insanlar buruşturuyor, cüzdanında taşıyın paranızı” derdi. Parasını cüzdanda taşıyan arkadaşlarımı tahtaya çıkartır alkışlatırdı.  Hala içimde bitmeyen Matematik birinci bölüm konularına olan sevgimde hatırlıyorum öğretmenimi, bildiğimiz sorularda bize ödüller vererek kendi içimizde sürekli yarışmalar düzenleyerek öyle sevdirmişti ki bize matematiği hala OBEB OKEK sorusu görünce heyecanlanıyorum.

 

Yalnız matematiği sevdirmedi bize, ne istersek elinden geldiğince hep imkân tanıdı, bu yüzden benim ben olabilmeme annem babam kadar ilkokul öğretmenimin katkısı vardır. Öğretmenim ben bir şarkı söylemek istiyorum, tahtaya çık söyle. Öğretmenim ben bir tiyatro oyunu yazdım, hadi çık tahtaya arkadaşlarınla oyna.

 

Sınıfta erkek bir arkadaş bana tokat atmıştı, ben de o heyecanla arkadaşımı ittirip yere düşmesine ve akabinde dizinin yarılmasına sebep olmuştum. Olay yaşandı, hem üzülüyorum, hem de korkuyorum. Arkadaş hastaneye götürüldü, ben de sınıfta tir tir titriyorum, arkadaşıma ne oldu, evdekilere ne hesap vereceğim ve öğretmen beni mahvedecek korkularımla. Sonra geldi kendisine durumu anlattım ve sadece “yaptığın doğru değil ama hayatta kendini her zaman savun böyle” demişti. Ben de sanırım bu savunma duygusuyla yalnızca kendimi değil, doğruluğuna inandığım şeyleri de savunabileceğim bir meslek seçtim kendime.

 

Bazen derse başlamadan “öğretmenim hadi dağa gidelim” derdik, dağ dediğimiz de Bozüyük’teki tepeler. O günü dağ günü ilan eder saatlerce o tepelerde gezer kayalara, çiçeklere bakar, oradaki hayvanları incelerdik. Bu gibi şeyler günümüzün “çok bilinçli” velileriyle ne kadar mümkün bilmiyorum tabi. Bize temel derslerin yanında hayata dair her türlü dersi elinden geldiğince vermeye çalıştı canım öğretmenim.

 

İlkokul yıllarım da dâhil, bütün eğitim öğretim hayatım boyunca hem öğretmenleriyle çok iyi geçinen hem de çok fazla çatışmaya giren bir öğrenci olarak bugüne kadar hayatıma dokunmuş bütün öğretmenlerime, hocalarıma sonsuz teşekkürlerimle.

 

Atanamamış öğretmen kavramının yok olduğu, kimsenin mesleğine hasret bu dünyadan göçmediği, kimsenin mesleğine sahip olabilmek adına belirli derneklere ve sendikalara üye olmaya zorlanmadığı nice güzel aydınlık yarınlara!

 

Başta Başöğretmenimiz Ulu Önder Mustafa Kemal ATATÜRK olmak üzere, bütün hepimizin hayatına dokunmuş güzel insanların öğretmenler günü kutlu olsun!

Öğretmenler Günü
Subscribe
Bildir
guest

0 Yorum
Inline Feedbacks
View all comments
Bizi Takip Edin