Bilecik’in küçük ve şirin ilçesi Pazaryeri, tarihi ve doğal güzelliklerinin yanı sıra, Türkiye’nin en özel fasulye türlerinden biri olan “Pazaryeri Sırık Fasulyesi” ile adını tarımsal alanda da duyuruyor. Bu yöreye özgü sırık fasulyesi; damakta bıraktığı eşsiz aroması, ince kabuğu, lifsiz yapısı ve besleyici değeriyle sadece yerel halkın değil, ülke genelindeki gurme sofraların da gözdesi haline geliyor.
Sırık Fasulyesi Nedir?
Sırık fasulyesi, adını yetiştirildiği özel yönteme borçlu. Diğer fasulye türlerinden farklı olarak toprakla bire bir temas etmeyen, 2-3 metre uzunluğundaki sırıklara sarılarak büyüyen bu fasulye türü, güneşi daha iyi alarak doğal bir olgunlaşma süreci geçiriyor. Pazaryeri’nin iklimi, bol mineralli su kaynakları, verimli kırmızı toprakları ve rakımı bu özel türün gelişmesi için ideal bir zemin oluşturuyor.
Pazaryeri’nin Mikrokliması ve Tarıma Etkisi;
Bilecik’in batı ucunda yer alan Pazaryeri ilçesi, çevresi ormanlarla kaplı küçük bir vadiye kurulmuş durumda. Bu coğrafi yapı, bölgeye benzersiz bir mikroklima kazandırıyor. Sıcaklık farklarının dengeli oluşu, sabah çiyleri ve akşam serinlikleri sayesinde sırık fasulyesi, tam anlamıyla “yavaş” ve “kaliteli” bir olgunlaşma süreci geçiriyor. Bu da hem lezzeti hem de raf ömrü açısından üstün bir kalite sağlıyor.
Yetiştiriciliği Emek İstiyor;
Sırık fasulyesi üretimi, makineleşmeye uygun olmayan, büyük oranda insan emeğine dayanan bir tarım şekli. Tohumlar Nisan sonu-Mayıs başında toprakla buluşuyor. Ancak işin asıl zorluğu buradan sonra başlıyor. Her fasulye sırıkla destekleniyor ve büyüme süreci boyunca düzenli olarak sarılıp yönlendiriliyor. Sırıklar genellikle 2-2.5 metre uzunluğunda olup, meşe ya da gürgen ağaçlarından elde ediliyor.
Sulama ise doğal kaynak sularıyla yapılıyor. Pazaryeri’nde bulunan kaynak sularının kimyasal katkılardan uzak ve mineral bakımından zengin oluşu, fasulyenin aromasına doğrudan yansıyor. Hasat dönemi ise Temmuz ortasından Eylül sonuna kadar devam ediyor. Bu süreçte tamamen elle yapılan toplama işlemi, dikkat ve titizlik gerektiriyor. En iyi ürünler, sabahın erken saatlerinde toplanarak tazeliğini koruması için hemen satışa sunuluyor.
Lezzetiyle Fark Yaratıyor;
Pazaryeri sırık fasulyesinin en ayırt edici özelliği, pişirildiğinde dağılmaması ve kabuğunun ağızda hissedilmemesi. Lif oranı düşük, etli ve dolgun yapısıyla özellikle zeytinyağlı ve etli yemeklerde tercih ediliyor. Ayrıca haşlandığında rengi solmayan ve parlaklığını koruyan bu fasulye, görünümüyle de sofralarda fark yaratıyor.
Yöre halkı tarafından geleneksel yöntemlerle hazırlanan “zeytinyağlı taze fasulye”, “fasulye diblesi”, “etli güveçte sırık fasulye” gibi yemeklerde kullanıldığında, eşsiz bir aroma ortaya çıkıyor. Bu lezzet sadece damaklara değil, aynı zamanda gastronomi turizmine de katkı sağlıyor.
Kültürel ve Ekonomik Değeri;
Pazaryeri Sırık Fasulyesi sadece bir tarım ürünü değil; aynı zamanda bölge halkı için bir geçim kaynağı ve kültürel miras. Her yıl Temmuz ayında düzenlenen “Pazaryeri Sırık Fasulyesi Şenliği”, hem üreticilerin hem de tüketicilerin buluşma noktası oluyor. Bu şenlikte düzenlenen yemek yarışmaları, fasulye hasadı etkinlikleri ve yöresel ürün pazarları sayesinde hem ekonomik canlanma sağlanıyor hem de yerel üretim teşvik ediliyor.
Bölge çiftçileri için sırık fasulyesi üretimi, büyük işletmelerin değil, küçük aile tarımının bel kemiğini oluşturuyor. Pazaryeri’nde neredeyse her ailenin bir miktar sırık fasulyesi ektiği ve bu ürünle yıllık kazançlarının önemli bir kısmını elde ettiği biliniyor. Ayrıca üreticiler, bu fasulyeyi İstanbul, Bursa, Eskişehir gibi büyük şehirlerdeki organik ve yöresel pazarlara göndererek, daha geniş bir tüketici kitlesine ulaşıyor.
Coğrafi İşaret ve Gelecek Vizyonu;
Pazaryeri Belediyesi ve yerel tarım kooperatifleri, sırık fasulyesinin korunması ve tanıtılması amacıyla çeşitli çalışmalar yürütüyor. Bu kapsamda, “Pazaryeri Sırık Fasulyesi” için coğrafi işaret başvurusu yapılmış durumda. Coğrafi işaret tescili, bu değerli ürünün taklitlerinden korunması ve pazar değerinin artırılması açısından büyük önem taşıyor.
Ayrıca Tarım ve Orman Bakanlığı’nın desteklediği projelerle, üreticilere eğitimler verilmekte, fide ve sırık temini gibi konularda teşvik sağlanmakta. Genç çiftçilerin bu alana yönlendirilmesi için özel hibe ve destek paketleri de planlanmakta.
Sonuç: Bir Fasulyeden Çok Daha Fazlası
Pazaryeri Sırık Fasulyesi, sadece bir sebze değil; emeğin, doğanın ve kültürün birleştiği bir simge. Modern tarımın ve endüstriyel üretimin giderek yaygınlaştığı bir dünyada, geleneksel yöntemlerle, doğayla uyumlu bir şekilde üretilen bu tür ürünler, hem sağlığımıza hem de yerel ekonomilere katkı sağlıyor.
Bu yüzden Pazaryeri sırık fasulyesi, gelecekte sadece Türkiye’nin değil, dünyanın da dikkatini çekecek potansiyele sahip. Tüketiciler için ise bu eşsiz lezzeti tanımak ve sofralarında yer vermek, bir sebze yemeğinden çok daha fazlası: Toprağın kokusunu, çiftçinin emeğini ve bir yörenin ruhunu tatmak anlamına geliyor.

