YIKINTIDA AÇAN GÜL

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Bütün yıkılmışlıklara rağmen,

inatla açan ve olduğu yeri güzelleştiren güllere…

 

Kim bilir kaç yıldır oradaydı, öylece… Halinden memnun ya da belki hiç memnun değil. Önünden aylarca geçtim, aylarca o bana baktı ben ona…

Kendisi Bilecik’e bağlı Demirköy’de yaşamaktadır, kaç yıldır yaşar onu bilemem ama biz onunla Nisan 2018’de tanıştık. Önünden daha önce kaç kere geçtim bilinmez, kaç kere kokusunu duydum bilinmez. Bir gün bakıp kendimi ona benzettiğimde, ona öylece bakakaldığımda tanıştık. Ben babamla görüşmek için eve değil mezarlığa gitmeye başladığımda tanıştık.

2018 yılı Nisan ayında, bütün varlığım sarsılmış, camlarım kırılmış, duvarlarım dökülmüş, kapılarım sökülmüş bir şekilde mezarlıktan inerken tanıştık. Arkasında koca bir yıkıntı vardı ama o yine de güldü, yine de açıyordu, büyüyordu, çoğalıyordu, olduğu yeri güzelleştiriyordu. Kendisini her gördüğümde tahmin edemeyeceği kadar şey düşündüm onun hakkında ve benim hakkımda, sonra önünde açtığı o evde daha önce yaşamış herkes hakkında…

Ben, gül ve o evde yaşamış insanlar… Kim bilir kaç kere yıkılmıştık, ne kadar çok yorulmuştuk, nerelerimizden kırılmıştık ama bir yandan da yine çiçek açmaya devam ediyorduk. Kaç sonbahar, kaç kış, kaç fırtına görmüştük?Ne felaketler atlatmış, nerelere savrulmuş, nelerimizi kaybetmiştik… Her bir cam parçamız ayrı ayrı kırılmıştı, her bir yaprağımız teker teker dökülmüştü…Ama yine de bütün yıkıntıya, enkaza rağmen bir yandan çiçek açmaya devam etmiştik. Geçen ya da duran yıkılmışlıklarıma,kırılmışlıklarıma rağmen yüzüm güldüğünde geldi hep aklıma, bak dedim işte arkanda ne büyük yıkıntı var ama sen yine de pembe güller açabiliyorsun.

Sonra düşündüm bu gül yıkılmış bir evin önünde değil de muhteşem bir gülistanda açsaydı bu kadar güzel olabilir miydi? Altın bir sarayın bahçesinde açsa bu kadar güzel olabilir miydi? Bu kadar direnebilir miydi? Yoksa onu bu kadar güzel, bu kadar eşsiz, güçlü ve de dost ve de dert ortağı yapan her şeye rağmen bu kadar güzel açmayı başarabilmiş olması mıydı?

Belki gün gelecekti yorulacaktı, koparılacaktı ama bu onun bu kadar güzel bir olmasına engel miydi? Bu onun arkasındaki yıkıntıya rağmen bütün güzelliğiyle bu dünyayı güzelleştirmesine engel miydi? Bu yüzden “kaybedeceksek de savaşarak kaybetmek” en güzel yolu değil miydi bu dünyada çiçekler açmanın ve sonucunda aslında girdiğimiz her savaşı kazanmış olmanın?

Av. Merve Eren

 

YIKINTIDA AÇAN GÜL
Subscribe
Bildir
guest

0 Yorum
Inline Feedbacks
View all comments
Bizi Takip Edin