Ramazan Ergenç, Bilecik’e özel şiir yazdı ve seslendirdi.
Bilecik’in tanınmış Müzik Egitmenlerinden, aslen Trabzon kökenli olup Pazaryeri ilçesi doğumlu olan 31 yaşındaki genç müzisyen Ramazan Ergenç, “Bilecik’te Aşk” isimli şiir yazdı ve seslendirdi.
Bilecik Halk Eğitim Merkezinde Müzik alanında Usta Öğretici olarak görev yapan ve aynı zamanda Bilecik sahnelerinde Ses Sanatçısı olarak yaşamını sürdüren Ergenç, sözleri kendisine ait olan “Bilecik’te Aşk” isimli çalışmasını dinleyicilerinin beğenisine sundu. Kısa sürede büyük ilgiyle karşılanan şiirde Bilecik’ten ve ilçelerinden kesitler de bulunuyor.
İşte, “Şanı kadar efsane aşkları, aşıkları göğsünde taşıyan Bilecik” mısralarıyla başlayan “Bilecik’te Aşk” şiirin sözleri:
Bilecik! Nice sevdaları içinde barındırıp, nice sevdalıları şefkatiyle bağrına basan Bilecik.
Şanı kadar efsane aşkları, aşıkları göğsünde taşıyan Bilecik.
Bu gece bir tuhaf oldu içim. Sanki ayaklanmış da üstümüze geliyor gibisin.
Hayrolsun diyeceğim de, bunca olumsuzluğun, bunca imkansızlığın hayrı mı kalmış sanki.
Gerçi hayrın da şerrin de nerden geldiğini iyi biliriz elbet.
Bizimkisi aşktan yana yıkılmışlığın, kaybetmişliğin ufak bir serzenişi sadece.
Hoş onca kainatın yükü üstümüzdeymişçesine üzerimize üzerimize gelirken bir de sen üstümüze gelmişsin çok mu.
Bilecik, Sevdalar senin yokuşlarından daha çok yordu be bizi.
Gülümbe rampalarımda on tur atsam bu kadar yıpratmazdı beni.
Anlamadılar, farkına varamadılar. Ne olurdu sanki Osmaneli’nin verimli topraklarında ki gibi bereketli sevda hasatları kaldırsalardı gönlümüzden.
Pazaryerinin eşsiz ormanları gibi, göletleri gibi aşk manzaraları getirselerdi gözlerimizin önüne.
Gönlümüzü Yenipazar’ın Harmankaya kanyonu kadar engin etmek varken İnhisarın narı gibi kor kor etmeselerdi ne olurdu sanki.
Bozüyük’ün bağrından çıkıp akan Karasu gibi berrakken duygularımız, sessiz sedasız akan Sakarya gibi bir başına koymak niye.
Keşke bu kadar kolay olmasaydı kestirip atmak.
Söğüt’ten yükselen çınarın, cümle cihanı titrediği güç kadar kudretli sevdalarımızın çöküşünü görmektense, Gölpazarı’nın al kirazları gibi dökselerdi keşke kanımızı Pelitözü göletine.
Ah ki ne ah Bilecik. Senin manan kadar büyük aşkları coğrafyan kadar küçük boş emellere heba etmeselerdi keşke. Ama olsun be, ne diyelim. Onların da nasibinde senin gibi küçük şehrimin büyük yürekli insanlarının hayallerinde ölmek varmış. Toprakları bol olsun..
