ERHAN TOKA

• Geçtiğimiz yıl  yazın (2018) arkadaşım Hüseyin Korkman ile İstanbul’a gitmiştik.

Günlerden bir Cuma günüydü ve Bilecik’e dönecektik.Haliç köprüsü yakınlarında kendisine bir telefon geldi ve bir avukat arkadaşı kendisini ofisine davet etti.

Hüseyin’le beraber biraz yol aldıktan sonra arabayı açık bir otoparka park ettik.O arada avukat arkadaşı işinin biraz uzadığını ve 1 sat gecikmeli ofise geleceğini söyledi.

Hüseyin’e; “bilader burası neresi, hangi semtteyiz” dediğimde, “Şişli’deyiz” dedi.

Ben de kendisine; “Hüseyin bizim burada Belediye’de Başkan yardımcısı bi arkadaşımız var,  Bilecik’li hem seninle de tanıştırmış olurum arayayım müsaitse bir kahvesini içelim mi?” dediğimde “olur” dedi.

Yıllardır görmediğim ancak İstanbul’daki ortak arkadaşlarımız aracılığıyla da (Timuçin Aral, Gökhan Kızılkaya, Selçuk Erdağı, Serdar Özer vs.) haberlerini yapmam vesilesiyle bir şekilde irtibatım olan Semih Şahin’i aradım.

Kendisine Şişli’de olduğumuzu, 1 saat kadar bir vaktimizin olduğunu söylemem üzerine bizi Şişli Belediyesi ek binasına davet etti.

O sıralar odasının tadilatta olduğunu söyleyerek bizi Belediye’nin teras katında kafede ağırladı sağolsun.

Yıllardır görüşmediğimiz ve bizimle aynı jenerasyondan olan Semih’le konu geldi Bilecik’e ve tabi ki siyasete…

Semih’e; “Semih ileride Bilecik’te siyaset yapmayı düşünüyor musun?” dediğimde kendisi;

“Erhan ben belediye başkanı Hayri İnönü’nün daveti üzerine buraya geldim. Proje ekibinde yer alıyorum. Birkaç ciddi proje üzerinde çalışmalarımız devam ediyor. Yarı yolda bırakmam mümkün değil.Ama ileride CHP’den Bilecik Belediye Başkanı arkadaşımız kim olursa olsun ve bana da bir ihtiyaç olursa seçim dönemi gelir katkı yaparım. Hatta Belediye’yi kazandıktan sonra da gerekirse gelir katkılarımı sunarım. Bana bu konuda da telefonlar geliyor, gel siyasete gir, aday ol, seninle seçimi alırız gibi ama gelmem mümkün değil.”(Bu arada telefonla arayan isimlerin de bazılarını söyledi kendisi) dedi.

Geçtiğimiz yıl o ziyaret esnasında ben ve Hüseyin Korkman CHP Merkez ilçe yönetim kurulu üyesiydik. Biraz yerel siyaset falan derken kahvelerimizi içtik ve ayrıldık.

Bu anlattıklarımın eksiği vardır, fazlası yoktur tamam mı?

Şimdi gelip bu saatten sonra kimse tabiri caizse Öküz altında buza falan aramasın.

Önce iğneyi kendinize batırın, sonra çuvaldızı başkasına  olur mu Bilader?

Diyeceklerim şimdilik bunlardan ibaret, bu konuda kafasına takılan bişeyi olan varsa sorsun anlatayım.

Hani bi söz var ya; gizli öpüşen aşikarı buzalar diye…

Onun için siyaseten verilemeyecek hiçbir hesabım yoktur.Şu anda da susuyorsak efendiliğimizden, aldığımız siyasi terbiyeden..

Heeeeee, yeri gelince de radyonun sesini de açmayı biliriz bilader…

Kalın şimdilik sağlıcakla… HOŞÇAKALIN